1) AVRUPA BİRLİĞİ (AB):

Şub 24, 2022 BASINDAN, BLOG

AB, Dünya’nın en ileri entegrasyon düzeyine sahip Blok’u olup oluşum tarihi itibariyle mevcut ekonomik blokların ilklerindendir. Dolayısıyla dünya ekonomisinde önemli bir rolü vardır. Bugünkü AB’nin temelleri, 18 Nisan 1951 yılında Almanya Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Fransa ve İtalya arasında imzalanan Paris Anlaşması ile atılmıştır. Paris Anlaşması, bugünkü AB’nin başlangıcını teşkil eden Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu (AKÇT) kuran anlaşmadır. Daha sonra bu altı üye devlet, 1957 yılında işgücü ile mal ve hizmetlerin serbest dolaşımına dayanan bir ekonomik topluluğu kurmaya karar vermişlerdir. 1957 yılında Roma Anlaşmasının imzalanması akabinde Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) kurumuş olup yine aynı anlaşmayla Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM)’da kurulmuştur. AET’nin amacı malların, işgücünün, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaştığı bir ortak pazarın kurulması ve siyasi birliğin sağlanmasıdır. EURATOM’un amacı ise nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla ve güvenli biçimde kurulmasını sağlamak amacıyla üye devletlerin araştırma programlarını koordine etmektir. Türkiye AET’nin kurulmasından kısa bir süre sonra 31 Temmuz 1959 tarihinde topluluğa ortaklık başvurusunda bulunmuştur. AET Bakanlar Konseyi 12 Eylül 1963 yılında üyelik koşulları gerçekleşinceye kadar geçerli olacak bir Ankara Anlaşmasını imzalamıştır. Ankara Anlaşması, Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin hukuki temelini oluşturmaktadır. Anlaşma, Türkiye’nin AB Ortak Pazarı’na, kurulacak bir gümrük birliği vasıtasıyla kademeli olarak katılımı için aşamalı bir süreç öngörmüştür.

1 Temmuz 1968 yılında mamul mallarda gümrük vergileri kaldırılarak Gümrük Birliği oluşturulmuştur. 1973 yılında Birleşik Krallık, Danimarka, ve İrlanda Topluluk üyeliğine dahil olmuşlardır. 1981’de Yunanistan, 1986 yılında da İspanya ve Portekiz’in katılımlarıyla Topluluk güneye doğru genişlemeye başlamıştır. Türkiye bu süreçte 14 Nisan 1987 yılında Türkiye Avrupa Birliği’ne tam üyelik başvurusunda bulunmuştur.

Topluluk, söz konusu hedeflere ulaşabilmek ve uyum ilişkilerini daha ileri safhalara götürebilmek amacıyla, AET Kurucu Anlaşması’nda (Roma Anlaşması) bazı değişikliklere gitmek zorunda kalmıştır. Bu değişiklikler;